HAKKARİ KİLİMLERİ

Bu sayfadaki materyallerin bir kısmı HİSAŞ - HAKKARİ İPLİK SANAYİ A.Ş.'den alınmıştır.



dokuma.jpgAnadolu kilimleri, desen özelliklerinin pek çoğunu Orta Asya 'dan getirmiş, 13. Yüzyılda Selçuklular döneminde geliştirmiş ve zamanla her bir yöreye göre kişilik kazandırmıştır. Bir bakıma kilim kadar üzerindeki desen de kültür mirasının kendisidir. Hakkari kilimlerinde çeşitli hayvan, çiçek ağaç gibi figüratif motiflerin yanı sıra soyut motifler de yer alır. Kıskançlık ve korkuların; "Kurt ayağı" ve "Akrep" motifi ile,muhabbeti, sevgiyi, sohbeti ve faniliği, "Muhabbet Kuşu" motifi ile, erkekliği, yiğitliği ve kavgacılığı; "Koç Boynuzu" motifi ile dile getirirken, bitki ve çiçek figürleri bereketi, üretkenliği ve mutluluğu ifade etmiştir. "Gelin Kız" da denilen "Eli Belinde" adlı motif gene üretkenliği ve kısmeti simgeler. Hayat ağacı figürü ise ölümsüzlüğün simgesidir. Bunun gibi birçok duygu ye düşünce değişik motifler ve sembollerle anlatılmaya çalışılmıştır. Motiflerin oluşturduğu desenler de belli bir hikayeyi ye olayı anlatmaktadır. Hakkari yöresinde dokunan kilimler onu dokuyan boyun veya aşiretin adını alır. Belli bir aşiretin adını alan kilim bir başka aşiret tarafından dokunsa bile ilk dokuyan aşiretin adıyla anılır. Jirki, Herki gibi aşiret adıyla dokunduğu gibi kişi isimleriyle de dokunmaktadır. Gülhanife, Gülsarya gibi. Bazen de kilime işlenen desenlere göre isim alır; Gülhezar Gülgever, Lüleper gibi. Hakkari kilimleri arka arkaya çift sıra halinde gerilmiş çözgü ipliklerinin arasında çapraz olarak önden ve arkadan atkı, ipliklerinin geçirilmesiyle dokunur. Hem çözgü, hem de atkı iplikleri yünden yapılmaktadır. Hakkari kilimlerinde çözgü sıklığı, 40/tel, atkı sıklığı ise 230/dm. adettir. Bu sıklık kilimlerin kalitesini ve duruşunu etkilemektedir. Hakkari kilimlerinin bir başka önemli Özelliği de geleneksel olarak da 1.30 x 2.00 cm. boyutlarında olmasıdır. Ortalama büyüklük 2 m2. ortalama ağırlık ise 7.700 / kg./ m2. 'dir. Hakkari yöresi kilimlerinde kullanılan beş temel renk göze çarpmaktadır. Kırmızı ve bordoya yakın ton, lacivert, kahverengi, siyah, beyaz. Yeşil, sarı ve mavi renkler ise ara renkler olarak kullanılmaktadır. 

KİLİM DESENLERİ

| Sine | Gülsarya | Lüleper | Keskener | Çılgül | Gülçin | Gülhazar | Gülşivan | Herki | Hevçeker | Şehvani | Şamari | Şimkubik | Halit Bey | Gülgever | Canbezar |
Resimleri Büyültmek için Üzerini Tıklayın

Sine

Hakkari Şemdinli ilçesi yöresinde, Şamakla birlikte dokunan bir desendir. Motifleri genellikle böcek ve çeşitli bitki türlerinden oluşmaktadır. Bordürden sonra sade renkle baklava dilimlerinden sonra renkli desenli dokumalara rastlandığı gibi tersine bordür ve renkli desenli sonra sade bir renkten oluşan ikili ve üçlü elips şeklindeki göbeklileri makbuldür. Sine deseni fazla itina ve dikkat isteyen bir kilim türüdür.

3002.jpg 3003.jpg
3004.jpg 3001.jpg

Gülsarya

Anlamı "Sarya"nın Gülü" olan kilimin ilk kez Sarya adlı bir kadın tarafından dokunduğu söylenmektedir. Kilimde "Eli Belinde" yada "Gelin Kız" adı verilen motif diyagonal şekilde dokunmuştur. Renk birleşimleriyle enine bantlarla ayrılabildiği gibi iç içe baklava dilimi tarzında da dokuma yapılabilmektedir. 

3005.jpg 3006.jpg

Lüleper

Hakkari'nin Yüksekova ilçesi civarında sulak ve bataklık yerlerde sarı, beyaz, kırmızı renklerde açan ve Nilüferi andıran bir tür çiçeğe yörede LÜLEPER denilmektedir. Kilim üstündeki desenler bu çiçeğin kesitini andırdıkları gibi ismini de bu çiçekten aldığı tahmin edilmektedir. Genelde bir açık bir koyu renkten oluşmak üzere aşağıdan yukarıya üç veya beş renk diliminden oluşmaktadır

3008.jpg 3007.jpg

Keskener

Nazik, ince desenlerden oluşan "Kimse Yapamaz, Kimse Yapmadı" anlamına gelen, bir desen türüdür. Enine ve kenarları kesik 5'li, 6'lı göbeklerden oluşan kilimin kenar bordürleri genellikle 2'li ve 3'lü baklava dilimi sıralardan oluşur

3009.jpg 3010.jpg 3011.jpg

Çılgül

Çılgül "KIRKGÜL" manasına gelmektedir. Koç boynuzu motifinden dizayn edilerek sekiz ayaklı örümcek şeklinde kompozisyon edilmiş ve testere motifiyle çerçevelenmiştir. En dış kenara kontür çekilerek düzgün altıgen oluşturulmuştur. Bu altıgenler, fıstık yeşili , lacivert , siyah renkler hakim olmak üzere kilim zemininde belli açılarla genişleyerek , zeminine serpiştirilmiş ve her sıra ters "S " harfleri ile bölünmüştür. Genellikle sergi yaygı ve süs eşyası olarak kullanılmaktadır

3012.jpg

Gülçin

Gülçin "Gül Derleme, Gül Desteleme" anlamına gelir. Genelde değişik renklerden oluşan bal peteği gibi altıgen motiflerin birbirlerine bir çizgi ile bağlanmak suretiyle her biri değişik renklerden oluşan bir desen türüdür

3013.jpg

Gülhazar

Gülhezar "Binbir çiçek" anlamına gelmektedir. "Gül"adı verilen formların çevrelenmesinde, testere dişi motifi sırası hakim görünümdedir. İçe doğru olduğu gibi dış dörtgen alanlarda da aynı görünüm verilmektedir

3014.jpg

Gülşivan

Kenarları sağ ve sol tarafta yukarıdan aşağıya zik zak çizerek orta yerdeki koç boynuzlarını bölümler veya guruplar halinde ortaya toplar. "çoban Gülü" anlamına gelmektedir

3015.jpg

Herki

Hakkari yöresinde gül ve çiçeklerle isimlendirilen kilimlerin yanında aşiret isimleri ile tanınan kilimlere de rastlamak mümkündür. Bunlardan biri de HERKİ kilimidir. HERKİ kilimi genelde değişik renklerden oluşan yatık çizgili desenler yerleştirilir. Bu çizgiler arasında çiçekleri andıran baklava dilimi ve altıgen motifler yerleştirilir. HERKİ kilimlerinde gri siyah ye lacivert renk hakimdir

3017.jpg 3016.jpg

Hevçeker

Hevçeker "Nadide, kendine özgü, özenilen" anlamına gelmektedir. Kilimlerde genellikle, örümcek veya ejderha motifi yer almaktadır.

3018.jpg

Şehvani

Yan yana enine taraklar halinde dizilen iki desen bandı arasına serpilen altıgenlere yörede "Şalalbılbıl" yani bülbül yuvası denmektedir. Bu motiflerin tekrarıyla kilim oluşmakta, bazen taraklar arasında boynuzlu dağ keçileri motiflerine de rastlamak mümkündür

3020.jpg 3019.jpg

Şamari

Şamari "Arındırılmış, Saf" anlamına gelmektedir. Desenler "Gül" adı alan formlar enine tarak motifi fon üstünde değişik renklerle yer almaktadır. Ve bu desen genellikle Hakkari'nin güneyindeki Çığlıca Köyü civarında sıkça dokunmaktadır

3021.jpg 3022.jpg 3023.jpg

Şimkubik

Şimkubik "Güzel topuk", "gelin topuğu" veya "gelin pabucu" anlamına gelmektedir. Kilim gül adı verilen sıraların arasına "Şimkubik" adı verilen motif sırasının işlenmesiyle dokunmaktadır.

3024.jpg

Halit Bey

Gülgever" ve "Hevçeker" adlı kilimlerin ana formlarından hareket etmek suretiyle "Halitbey" adı verilen desen türü oluşturulmaya çalışılmıştır. "Halitbey" ismi, gelinin hem babasının aşiretinde, hem de kocasının mensup olduğu aşirete ait kilimlerde kullanılan motiflerin bir arada işlenmesiyle dokunmuş yeni bir kilim anlamına gelen hikayeye dayandırılmaktadır

3026.jpg 3025.jpg

Gülgever

Desenli kilimlerden bir form işlenerek dokunmuştur. "Gülgever", "yayla gülü" anlamına gelmektedir. Gül ismi alan dörtgenler, "nehrek" adı da verilen çengel motifi dizisiyle çevrelenmektedir.

3027.jpg

Canbezar

Hakkari yöresinde dokunan kilimlerdendir. Motiflerin meydana getirdiği ahenk ve simetriden dolayı titizlik ve üstün beceri gerektiren bir dokuma örneğidir. Yörenin geleneksel motiflerinin belli başlılarındandır

3028.jpg

Kilim Yelekler

ana_yelek.jpg

yelek1.jpg yelek2.jpg yelek3.jpg

Kilimde Kullanılan İpliklerin Boyanması

iplik1.jpg iplik2.jpg

iplik3.jpg

iplik4.jpg iplik5.jpg

Kilimleri Dokuyan Kızlar

sark3.jpg

dokuma.jpg sark4.jpg
sark5.jpg sark6.jpg

Kilimlerle Döşenmiş Şark Köşeleri

sark1.jpg sark2.jpg

Hakkari Çorapları

Selahattin Güldal

Hakkâri'nin yünlü çorapları, hayvancılığın, karasal iklim ve mahir ellerin bir ürünüdür. Çoraplarımız, kilimlerimiz kadar ün salmamışsa da el sanatlarımız içerisinde en fazla üretilen el sanatı olma unvanını taşımaktadır. Her evde kilim dokuma tezgahı yoktur ama her evde birden fazla çorap örmede kullanılan şiş takımı vardır. Yün çorap, ilimizde eskiden beri temel giyimin bir parçası olarak kabul görülmektedir. O kadar ki yaz aylarında dahi vazgeçilmez bir giyim unsurudur. Kış aylarında birden fazla üst üste giyilirken yaz aylarında bir tane ile yetinilir.

Çorap deyip geçmemek lazım. Ayak nasıl ki insan vücudunun önemli bir uzvu ise çorap da günlük giyim-kumaşın vazgeçilmez bir parçasıdır. Özellikle kış mevsimi olan Hakkâri gibi yerlerde daha bir önem ve ehemmiyet kazanır. "başını, belini, ayağını sıcak tut" düsturu en güzel bu yörede makes bulur. Ekonomisi ağırlıklı olarak hayvancılığa dayanan ilimizde, hayvanlardan kırpılan yünler önce güzelce yıkanarak, güneşte kurutulur. Daha sonra dişli yün tarama tarağından geçirilerek elyaf yumuşaklığına getirilir. "Teşi" denilen başı topaçlı ve iğneli, sapı çubuklu, ağaçtan yapma kirman ile eğrilir. Önce tek tel olarak eğrilen ip daha sonra iki yada üç kat olarak hazırlanır. Çorabın renkli kısımlarında kullanılacak iplikler ayrıca yörenin tabii kök boyaları ile boyanır. Çorap, inceliği ve zarafeti nispetinde değer kazanır. Çorabın değeri nişan yüzüğünden geçip geçmedigine bakılarak tespit edilir.

yelek5.gif

Çorap örme, köy kadinlari için tabir yerinde ise çerezlik mesabesindedir. Köylü kadınlar çorap örmek için ayrı bir zaman ayırmazlar. Onları, koyun sağma yolunda yolda yürüme halinde, bebeğini uyutma esnasında, komşu ziyaretinde çorap örerken görürsünüz. Her köylü kız ve kadının boş vakit meşgalesidir., çorap örmek. Bunu yaparken günün yorgunluğunu el parmaklarından çoraplara aktarırlar, adeta.

Çoraplar burun tarafından başlayarak örülür. Örme esnasında 5 adet şiş kullanılır. Çoraplar %100 yünden örülür. Ayak tabanı ve topuğa gelen kısımlar daha sik ve düz örgü ile örülür.

Örülen çorapların en belirgin özelliği birden fazla renkten ve desenden oluşmasıdır. En yaygın şekli parmak uçlarının renkli ve motifli geri kalan kısımlarının düz beyaz ve desenli olmasıdır. Parmak uçlarında kullanılan renkler siyah, beyaz ve bordo tonundadır. Bunun yanında parmak uçlarından çorap lastiğine kadar renkli ve motifli olan örgüler de vardır. Çoraptaki her renkte, her desende, her motifte bir mesaj ve bir duygunun ifadesi vardır. Bu motiflerin kimisi, yiğitliği, kimisi sevgiyi, kimisi, sevinci ifade eder. Yukarıda anlatılan özelliklerin yanında ayırt edici bir diğer özellik de bayan çoraplarının erkek çoraplarından daha küçük ve kısa olmasıdır. Erkek çorapları diz altına kadar uzanır ve geri kaymaması için lastik ucunda bulunan biritlerden kordun geçirilerek diz altından bağlanır. Birit ve kordonlu çorapların kullanımı köy yerlerinde daha yaygındır. Özellikle kış aylarında köyden kente gelmek zorunda kalan köylüler, şalvarların paçalarını da çorapların içine sokarak bu kordonla siki sıkıya bağlarlar. Bu şekilde hem kar'ın çorabın içene girmesi önlenmiş hem de seri bir yürüyüş için sportif bir kuşam sağlanmış olur.  Ayrıca köy yerinde çalışırken, koyun güderken vazgeçilmez bir giyim unsurudur. Bu yüzden Hakkâri çoraplarının diğer bir adı da rençber çorabıdır.    

Örülen çoraplar, günlük giyimin bir parçası olmakla birlikte, gelinlik kızların çeyizinde de önemli bir yer tutar.

      DÜNDEN BUGÜNE HAKKARİ'DEN BAZI TEKSTİL ÜRÜNLERİ Prof.Dr.H.Örçün BARIŞTA

Kışları uzun ve soğuk olan bu yöremizin örücü kadınının uzatılmış baş parmağı tırnağının ortasına geldiği delikten geçirilerek yün ipinin inceliğini sınadığı üçem iplikle ördüğü "yüzükten geçme" yün çorapları ve iki kat yün iplikle ördüğü kısa ve uzun, nakışlı, geometrik ve bitkisel bezemeli, çorapları ile onların üstüne giyilen siyah keçi kılından eğrilmiş kalın yünle sırınmış taban üzerine keçi kılından oluşan yünden örülmüş bir ayakkabı türü olan Van'ın Çatak ilçesi dışında genellikle Hakkâri'de örülen reşiklerin yani sıra evde eğrilmiş, doğal boyalarla boyanmış yünlerle dokunulmuş yolluk, yaygı, yastık, minder, parzun, heybe, hurç ve at çulları dışında kolanları, boncuk oyaları, çapraz iğne (kanaviçe) ayrı bir yer tutmakta ve Hakkârili kızın bu alanda ustaca ürünler verdiğini göstermektedir. Pek çok koleksiyon ve müzeyi bezeyen eski örnekler gibi 5-6 Haziran 2000 tarihlerinde Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı işbirliği ve katkılarıyla Hakkâri Valiliğinin düzenlediği Hakkâri Kilim Günleri etkinliği çerçevesinde açılan Hakkâri El Sanatları Sergisindeki kilimler bu konuda tanıklık etmektedir. 

Burada amacımız Hakkâri İplik Sanayi Anonim Şirketi (HISAŞ)'ın genç tekstil ustalarına, geleceğin tekstil sanatçılarına dokuttuğu bu yolla bir tekstil sanatını milenyuma taşıdığı endüstriyel sanat ürünü olan yaygı, heybe ve yelekleri bir tarafa bırakarak 5 haziran 2000 tarihinde açılan Hakkâri El Sanatları Sergisi ile Hakkâri merkez ve çevresinde gözlenen kilim türü dokumaların yanı sıra kilim, cicim, sumak, halı vb. gibi ürünlerde uygulanan tekniklerin bileşik bir yaklaşımla kullanıldığı parzun, heybe, hurç, vb. gibi ürünler ve bunları bağlamak için yapılmış kolanlara eğilmek bir tür kirkitli düz dokuma (tapestry) tekniği ile dokunmuş, "kilim" olarak isimlendirilen yaygılardan ve tekstil ürünlerinden farklı yaklaşımla tasarlanmış bir grubu tanıtmak ve bazı örnekleriyle artistik el sanatı düzeyine ulaşan parçalar sergilemektedir. 

Hakkâri tekstil ürünleri arasında yer yaygısı olarak dokunmuş kilimlerin yanı sıra genellikle elde eğrilmiş yakın bir geçmişe kadar doğal boyalarla boyanmış ağırlıklı geometrik bezeme yanı sıra bitkisel ve figürlü bezemeyle bezenmiş, yünden yapılmış parzun, heybe, hurç, ve kolanlar ilgi çekmektedir. Bunlar arasında bağlamak için tasarlanmış, yünden dokunmuş genişlikleri 1 cm ile 7 cm arasında uzunlukları 300 cm. ile 400 cm. arasında değişen genellikle geometrik motif tekrarıyla bezenmiş kolanlar, mekikli dokuma olan diğerlerinden çarpana ile dokunmuş olmalarıyla ayrılmaktadır.

İnsanların sırtlarında çocuk yada yük taşıması için cicim, kilim ve halı teknikleri uygulanarak hazırlanmış katlanınca 48x47 cm ve daha büyük boyutlarda dikdörtgenden; kullanırken tabanı 90 cm, yüksekliği 47 cm kenarı 65 cm ile daha büyük değişen boyutlardan eşkenar üçgenden oluşan ve uçlarında çeşitli yöntemle yapılmış tutacak yerleri bulunan geometrik bezemeli, yörede parzun olarak isimlendirilen sırt torbaları gerek formuyla gerekse süslemeleriyle fark edilmektedir. 

Parzunlar arasında bir grubun ön yüzlerinde eğrilmemiş çeşitli renklere boyanmış yünlerden oluşan saçaklarla yapılmış süslemeleri bir gurubun ise uzunlukları 40 cm ile 50 cm arasında değişen belli bir ünitesi kaytan biçiminde elde örüldükten sonra ya gümüş rengi ya altın rengi simle sarılarak boğulan yün püskülleri gözden kaçmamaktadır. Pakistan ve Hindistan'da kadın saçlarının bezemek için hazırlanmış saç süslerini akla getiren bu tür püsküllere, insanların yük taşıması için hazırlanmış, arka ortasında yatay bir çizgi biçiminde açıklık bulunan bir grup heybenin cep ağızlarını bezediği de gözlenmektedir.

20 x140 cm ile 70 x 158 cm arasında değişen boyutlarda, insan ve hayvan sırtında yük taşımak için  yapılmış bir gurubu bez ayağı, bir gurubu ise arka yüzleri bez ayağı, ön yüzlerindeki cepleri kilim, cicim, sumak, halı vb. gibi farklı bileşik teknikle dokunmuş uzun dikdörtgen formlu, geometrik, bitkisel bezemeli heybeler ve hurçlar çeşitlemeler arz etmektedir. İki dar uca oturtulmuş ceplerle bezenmiş heybelerin bir gurubunda "Gördes düğümü" (çift düğüm) ile yapılmış süslemeler daha büyük boyutlu ve bütün ön yüzlerinde karşılıklı  iki cephe değerlendirilmiş bazı hurçlarda arka yüzde düz bez ayağı dokumalar, ön yüzde cicim, sumak ve halı düğümü birleşimleriyle yapılmış süslemeler göze çarpmaktadır. Dokunuş açısından dünyaca ünlü Bercester dokumalarını akla getiren bu parçaların önce dikey uzun bir dikdörtgen  yaygı biçiminde dokunan sonra iki dar ucu katlanıp dikilerek karşılıklı birer cebe dönüştürülen örneklerin bir grubu kilim türü yaygılarda gözlenen düzgün, atlamalı sıralamalarla oturtulmuş kapalı kompozisyonlarla bezenmiştir. Çağdaş sanat bağlamında da değer arz eden ikinci gruptaki parçalar arasında 20. yüzyılın ilk yarısında dokunan örnekler ayırt edilmektedir.

Bu örnekler arasında kolanlarda: bazen ara ara bitkisel motifler serpiştirilmiş geometrik motiflerin tekrarlanması ile düzenlenmiş bordürler vardır. Parzunlarda ön yüzde dikey, arka yüzde yatay eksende akan geometrik motiflerle dolgulanmış ve dolgulanmamış şeritlerin ya üst üste ya yan yana sıralanması ile tasarlanmış kompozisyonlar gözlenmektedir. Heybelerin bir grubunda ön ve arka yüzü aynı tasarlanmış yatay dizilmiş geometrik bezeme şeritleri bir gurubunda ise arka yüzde üst üste sıralanan çizgilerden oluşan dolgulanmamış şerit sıraları, ön yüzlerdeki cephelerde dikdörtgen, üçgen, kare vb. biçimlerden oluşan geometrik bezemeler yanı sıra çiçek biçimlerinden oluşan bitkisel bezemelerin yatay kuşaklar şeklinde üst üste dizilmesiyle hazırlanmış kompozisyonlar görülmektedir.

Bazı motifler Anadolu'nun başka yörelerindeki ve Azeri, Türkmen, Kazak, dokumalarındaki geometrik, bitkisel ve figürlü motifleri çağrıştıran bir gurup hurçta ise Hakkâri yaygı türü kilimlerden farkli olarak zemin ve bordür endişesi yoktur, zemin ve bordür belirgin değildir. Düzgün sıralamalarla motifler oturtulmamıştır. Motifler açık kompozisyon ağırlığıyla serpiştirilmiş, yaygı türlerinde zemin ve bordürü ayıran taraklar yoktur, motifler kapalı kompozisyon biçiminde matematiksel bir ifadeyle sıralanmamıştır, zemin bordür rengi diğerleri gibi belirgin değildir. Şamari ve Sine örneklerinde bazen görülen dikey oturtulmuş izlenimini veren motif sıraları, madalyonlar yoktur. Serbest firça hareketleri gibi motifler yerleştirilmiştir. Bazı motifler desen ağırlığındadır, yaygı türü kilimlerdeki ya yatay ya dikey eksende gelişen motif sıraları yoktur, zemin matematiksel bir yaklaşımla kompartımanlara ayrılmamıştır.

Sonuç olarak denilebilir ki tekstil dünyasında Hakkâri'ye ün kazandıran yaygıların yanı sıra parzun, kolan, heybe, hurç vb. gibi dokuma ve reşik, çorap vb. gibi örgü ürünleri vardır. Bunlar arasında iki boyutlu dokunarak üç boyutlu ürün oluşturan parzun, heybe ve hurçlar zaman zaman artistil el sanatı ürününe dönüşmüş parçalarıyla dikkat çekmektedir. Süslemecilikten öte estetik kaygılar taşıyan bu örnekler daha detaylı araştırılmalı gerek motif gerek kompozisyonları açısından Anadolu'nun Emirdağ, Sivas, Eşme, vb. yörelerinde dokunan kilimlerin yanı sıra Azeri, Türkmen Kazak, Beluci, Bahtiyari ve İran örnekleri ile karşılaştırılmalı bu yolla Antik Dönemden bu yana Önasya, İran, ve Mezopotamya ile Anadolu arasında geçiş sağlayan bir köprü niteliğindeki Zap Vadisi'nin güçlü bir sentezi getiren dokumaları üzerinden çalışılmalıdır.

       HAKKARİ KİLİMLERİ İSPANYA'DA

İlimizin ilk sanayi kuruluşlarından olan HİSAŞ, İspanyanın Barselona kentinde 15-18 Mart 1999  tarihleri arasında yapılan Türk İhracat Ürünleri Fuarına katıldı. Form Fuarcılık  ve Geliştirme A.Ş.'nin  davetlisi olarak Fuara katılan HİSAŞ'ın bu ikinci yurt dışı sergisi oldu. Dünyaca ünlü Hakkari kilimleri Almanya'nın Hanuver şehrinde düzenlenen bir Fuarda da Hakkari kilimlerini sergileme imkanı bulmuştu. 

Açıldığı günden bu yana  Ankara, İstanbul ve İzmir başta olmak üzere değişik  illerde birçok sergiye katılan HİSAŞ, el emeği, göz nuru Hakkari kilimlerinin tanıtımında bugüne kadar çok önemli bir lokomotif görevi yaptı.

HİSAŞ ilimizde 700 kişiye iş imkanı sağlamakla birlikte ürettiği kilimlerle aynı zamanda ilimizin ihraç ürünleri sıralamasında  birinci sırayı almaktadır. İspanya'daki Fuarda yeni bir ihraç kapısı araladığı ve sağladığı bağlantılarla kilim ihracatının  hız kazanacağı tahmin edilmektedir.

| Komik Klipler | Kürtçe Video Müzik Klipler | 101 Okey Oyunu | Türkçe Kürtçe Sözlük | Kürtçe Dil Testi |
counter